II. Abdülhamid’in (1876-1909) şehzadelik yıllarını geçirdiği yer olan Maslak Kasırları’nın yapılış tarihiyle ilgili net bir bilgi olmamakla birlikte, bölgedeki ilk yapılaşmaların Sultan II. Mahmud (1808-1839) döneminde gerçekleştirildiği ve Sultan Abdülmecid döneminde de (1861-1876) çeşitli eklentiler yapıldığı bilinmektedir.

Kasırlar’ın 1868 yılında kendisine ve ailesine tahsis edilmesinin ardından buraya yerleşen II. Abdülhamid de, tahta çıktığı 1876 yılına dek arazi üzerinde çeşitli düzenlemeler yaptırmıştır. Bu dönemde geniş bir çiftlik haline gelen Maslak Kasırları, II. Abdülhamid‘in padişah olmasının ardından ise Maslak Çiftlikât-ı Hümâyûnu ismini almıştır. Kasırlar’ın ismi o dönemde İstanbul’un su temini için kullanılan ve maslak ismiyle anılan su dağıtım haznelerine dayanmaktadır.

XIX. Yüzyılın Zarif Osmanlı Mimarisi Örnekleri

Farklı işlevleri karşılayan bir yapılar topluluğu olarak gelişim gösteren Maslak Kasırları’nın bulunduğu araziye zaman içinde ihtiyaçlar doğrultusunda birtakım ek binalar ilave edilmiş, bu yapıların bir kısmı günümüze dek ulaşabilmişken bazıları ise yıllar içinde çeşitli nedenlerle yıkılmıştır.

Kabul mekânı olan Mâbeyn-i Hümâyûn, harem işlevi gören Kasr-ı Hümâyûn, atlı talimlerin gözlemlendiği Seyir Köşkü, Ağalar Dairesi, Hamam, Bekçi Odası, Telgraf Odası, Su Deposu, At Ahırı (Tavla), Limonluk, Çadır Köşkü, Kuşçu ve Bahçıvan Odası ile Matbah denilen mutfak gibi bölümlerden oluşan Maslak Kasırları’nın toplam arazisi yaklaşık 170 bin metrekaredir.

Bu yapılardan Mâbeyn-i Hümâyûn, Kasr-ı Hümâyûn, Limonluk Külhanı, Ağalar Dairesi ve Çadır Köşkü günümüze dek ulaşmıştır. Çiftlikte yer alan binaların inşasında benimsenen Türk evi anlayışı XIX. yüzyıla ait Osmanlı konut mimarisinin ve süslemeciliğinin zarif örneklerini temsil etmektedir. Maslak Kasırları’nın limonluk bahçelerinde yer alan kamelyalar ise İstanbul’da türünün en yaşlı üyeleri olarak bilinmektedir.

Maslak Kasırları’nın Özel Anlamı

Maslak Kasırları’nın özellikle Sultan II. Abdülhamid’le birlikte anılmasının nedenleri arasında Sultan’ın burada geçirdiği yılların ve buradaki yaşantısının önemli bir payı vardır. Ailesiyle birlikte ikamet ettiği Kasırlar’da halkla iç içe, mütevazı bir hayat sürdürdüğü rivayet olunan II. Abdülhamid, burada marangozluk, bahçe bakımı, çiftçilik gibi konularla özel olarak ilgilenmiş, arazide yer alan seralarda nadir bitki türlerinin yetiştirilmesiyle uğraşmıştır.

Maslak Kasırları, aynı zamanda Sultan II. Abdülhamid’in ağabeyi V. Murad’ın tahttan indirilmesinin ardından tahta geçeceğinin kendisine bildirildiği yer olarak da ayrı bir anlam ifade etmektedir. 1924 yılına dek Sultan II. Abdülhamid’in şahsi mülkü olarak kalan yapı topluluğu 1937 ile 1982 yılları arasında verem mikrobu kapmış fakat verem hastalığına yakalanmamış askerlerin tedavisi amacıyla askeri prevantoryum olarak kullanılmıştır.

1984 yılında restore edildikten sonra Milli Saraylar’a devredilen Maslak Kasırları, takip eden süreçte müze-saray ve dinlenme kompleksi olarak ziyarete açılmıştır. Kasırlar’ın bahçeleri ayrıca ulusal ya da uluslararası resepsiyonların düzenlenmesi için de kullanılmaktadır.

Kaynak:

http://www.millisaraylar.gov.tr/

https://muzeasist.com/