Sinthome Nedir ve Hayatımızdaki Yeri Nedir?
Jacques Lacan’ın psikanalizle ilgilenenlere kazandırdığı “sinthome” kavramı, aslında hepimizin yaşamında farkında olmadan taşıdığı, ama anlamlandıramadığı bir parçaya işaret eder. Sinthome, bir nevi iç dünyamızdaki düğümleri çözmek yerine onları kendi tarzımızda bağlamanın yoludur. Hayatımızda bizi biz yapan şeylerin bir özeti gibi düşünebilirsiniz.
Ancak bu terimi daha net anlayabilmek için “semptom” kavramından farkını açıklamak gerek.
Çünkü sinthome ve semptom, birbirine benzer görünse de aslında farklı yerlerden beslenir.
Sinthome ve Semptom Arasındaki Fark
Semptom, bir problem ya da rahatsızlık olarak karşımıza çıkar. Örneğin; sürekli baş ağrısı, iç
sıkıntısı, ya da kendimizi ifade edememek gibi durumlar birer semptomdur. Çözmek veya
iyileştirmek isteriz. Sinthome ise hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu, bir problemden çok bir anlam kaynağıdır. Sinthome, kim olduğumuzu ve dünyayla nasıl ilişki kurduğumuzu şekillendirir.
Yani:* Semptom: Kurtulmaya çalıştığımız bir durumdur.
* Sinthome: Bizi bir arada tutan, kimliğimizi belirleyen bir unsurdur.
Bir örnekle açıklayalım:
* Bir kişinin stres altında dişlerini sıkması bir semptomdur. Bu sorun rahatsızlık verir ve
çözülmesi gerekebilir.
* Aynı kişinin resim yaparak rahatlaması ve kendini ifade etmesi ise onun sinthome’udur.
Çünkü bu durum, sadece onu sakinleştirmekle kalmaz, aynı zamanda hayatına anlam katar.
Hepimizin hayatında eksik kalan parçalar, çözülmesi zor duygular ya da anlaşılmaz yönler vardır.
Bu karmaşa, insan olmanın doğal bir parçasıdır. Sinthome, bu eksikliklerin ve çatışmaların içinden
bir anlam yaratmamıza yardımcı olur.
1. Bizi Bir Arada Tutar
Sinthome, zor zamanlarımızda dağılmamızı engelleyen bir tutkal gibidir. Örneğin, birinin fotoğraf
çekme tutkusu, sadece bir hobi değil, onun içsel dengesi için bir dayanak noktası olabilir.
2. Hayatımıza Anlam Katar
Bazen anlamı dışarıda değil, kendi alışkanlıklarımızda buluruz. Bir yazarın hikâye yazmaya olan
ilgisi, onun için sadece bir iş değil, aynı zamanda kendini ifade etme biçimidir. Bu, onun hayata
bağlanma yoludur.
3. Geçmişi Anlamlandırır
Sinthome, yaşadığımız zor anıları veya duyguları yeniden yorumlamamıza olanak tanır. Örneğin,
bir sanatçının geçmiş acılarını eserlerinde anlatması, sadece bir ifade biçimi değil, aynı zamanda bir
iyileşme sürecidir.
Günlük Hayattan Sinthome Örnekleri
1. Sanat ve Yaratıcılık
Van Gogh’un resim yapma tutkusunu düşünelim. Resim yapmak onun sadece bir yeteneği
değildi, aynı zamanda hayatını anlamlandırdığı bir araçtı. Bu, onun sinthome’uydu. Resim
yapmasaydı belki de içsel çatışmaları onu çok daha derin bir kaosa sürükleyebilirdi.
2. Sürekli Yazma Arzusu
Bir yazarın her gün yazma ihtiyacı, sinthome’un bir örneği olabilir. Yazmak, o kişinin hem
içsel karmaşasını düzenlemesine hem de kendini ifade etmesine yardımcı olur.
3. Bir Rol veya Sorumluluk Üstlenmek
Bazı insanlar için bir ebeveyn olmak, onların sinthome’u olabilir. Ebeveynlik, onların
dünyayı anlamlandırdığı ve kimliklerini güçlendirdiği bir rol haline gelir.
Hayatta zaman zaman “neden böyle hissediyorum?” veya “bu benim için neden bu kadar önemli?”
diye sorduğumuz anlar olur. İşte o anlarda sinthome devreye girer. Hayatımızdaki bazı alışkanlıklar,
tutkular ya da sıradan görünen uğraşlar, aslında kimliğimizin önemli parçalarıdır.
Örneğin, birisi için her gün günlük tutmak veya resim yapmak sadece bir uğraş değil, aynı zamanda
onun hayatındaki anlam kaynağıdır. Bu, kişinin hayatındaki boşlukları doldurmasına ve zorluklarla
başa çıkmasına yardımcı olur.
Sinthome, kendimizi tanımamız ve hayatımızdaki anlamı fark etmemiz için bir rehber olabilir.
Hayatınızdaki alışkanlıklara, tutkulara ve sizi mutlu eden küçük detaylara dikkat edin. Belki de
yazmak, spor yapmak ya da sohbet etmek sizin sinthome’unuzdur.
Sizce, sizin sinthome’unuz ne olabilir? Belki de o, hep hayatınızın bir parçasıydı; sadece şimdi ona
bir isim koymuş olduk.
Kaynakça
1- Lacan, J. (1975). Le Sinthome. Paris: Seuil.
2- Fink, B. (1995). The Lacanian Subject: Between Language and Jouissance. Princeton University
Press.
3- Žižek, S. (1991). Looking Awry: An Introduction to Jacques Lacan Through Popular Culture.
MIT Press.
4- Evans, D. (1996). An Introductory Dictionary of Lacanian Psychoanalysis. Routledge.
5- Vanheule, S. (2011). The Subject of Psychosis: A Lacanian Perspective. Palgrave Macmillan.
---------------------------------------------------------------------------------------------------
Uzman Psikolog Emre Yalçın
İletişim ve Randevu Bilgileri:
İletişim Numarası: 0530 500 1850