"Belki de hepimiz için en büyük macera, diğerini olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmekte
yatıyor."
- Before Sunrise
Günümüzde birçok kişi, modern teknolojinin romantik ilişkileri daha kolay ve anlamlı hale
getireceğini düşünüyor. Ancak şu soruyu sormak önemli: Gerçekten birbirimize daha mı yakınız,
yoksa dijital dünya aramızda yeni engeller mi yaratıyor? Flört uygulamalarından sosyal medyaya
kadar uzanan dijital dünya, aşkın kurallarını yeniden yazıyor. Bu yazıda, dijitalleşmenin aşk
hayatımızı nasıl etkilediğini ve bu yeni dönemde nasıl daha sağlıklı ilişkiler kurabileceğimizi
konuşacağız.
Sosyal Medya Oyunları
Sosyal medya, ilişkilerdeki sınırları değiştiriyor. "Hikayemi kim izledi?", "Beğenileri kim yaptı?"
gibi sorular, insanları tedirgin edebiliyor. Bu durum, çiftlerin birbirine duyduğu güveni
sınayabiliyor. Psikolojide "yansıtma" diye bir kavram vardır; yani kendi korkularımızı veya
güvensizliklerimizi farkında olmadan karşımızdaki kişiye yükleriz. Mesela, kendine güvenmeyen
biri, partnerinin sadık olup olmadığını sorgulamaya başlayabilir.
Bir de sosyal medyada sürekli gördüğümüz "mükemmel çift" fotoğrafları var. Bu görüntüler,
insanların kendi ilişkilerinden şüphe etmelerine neden olabiliyor. "Biz neden onlar gibi değiliz?"
düşüncesi sıkça akıllara geliyor. Ancak burada asıl mesele, bireyin zihnindeki "mükemmeliyetçi
aynalar." Sosyal medyanın parıltılı dünyası, sanki her şey kusursuz olmalıymış gibi bir algı
yaratıyor. Fakat gerçek dünyada kusursuz bir ilişki diye bir şey yoktur; her ilişki kendi içinde
çatışmalar ve uyum arayışları taşır. Bu mükemmeliyet arayışı, bireyde sürekli bir eksiklik hissine
yol açar. Partnerle yaşanan en küçük bir anlaşmazlık, bu "ideal" görüntüyle çeliştiğinde, birey
çatışmayı çözmek yerine geri çekilmeyi ya da işi yokuşa sürmeyi tercih edebilir. Bu durum, bireyin
kendi arzularını tanımakta zorlanmasından ve bu arzuların dış dünyadaki yansımasını
kabullenememesinden kaynaklanır. Başka bir deyişle, ilişkiyi besleyen çatışma ve farklılıkların bir
tehdit değil, gelişim fırsatı olduğunu görmek zorlaşır.
Fazla Seçenek Sorunu
Tanışma ve flört etme şekillerimiz dijitalleşme ile tamamen değişti. Flört uygulamaları sayesinde
birçok insanla tanışmak mümkün, ama bu durum "fazla seçenek sorunu" yaratıyor. Seçenekler
arttıkça, insanlar daha az tatmin oluyor. "Acaba daha iyisi var mı?" sorusu akılları karıştırabiliyor.
Bu, ilişkilerde bağlanma sorunlarına yol açabilir. Çünkü sürekli başka ihtimalleri düşünmek, mevcut
ilişkiden keyif almayı zorlaştırır. Burada önemli olan, kişinin gerçekten ne istediğini anlaması ve
ilişkiden ne beklediğini açıkça görebilmesidir.
Ghosting ve Breadcrumbing: İlişkilerin Yeni Yüzleri
Dijital dünyada ilişkilerle ilgili yeni davranış kalıpları da ortaya çıktı. Mesela "ghosting" diye bir
şey var: biriyle konuşurken aniden iletişimi tamamen kesmek. Ya da "breadcrumbing": birine
sürekli küçük ilgi kırıntıları atarak onu oyalamak ama ciddi bir şey sunmamak.
Bu tür davranışlar, genelde bağlanma korkusu ya da kararsızlıktan kaynaklanıyor. Ghosting, bir
insanın sorumluluktan kaçış şekli olabilir.
Breadcrumbing ise hem ilgiyi sürdürüp hem de tam bir bağlılık göstermemek anlamına geliyor. Bu
durumlar, karşı tarafta değersizlik hissine yol açabilir. İnsanların bu tür durumlarla başa çıkabilmesi
için duygularını anlaması ve sınırlarını belirlemesi çok önemli.
Romantizmi Canlı Tutmak
Teknolojinin ilişkiler üzerindeki etkileriyle başa çıkmak için birkaç basit adım atabilirsiniz:
1. Net İletişim Kurun: Teknolojinin hızlı mesajlaşma kolaylıklarına rağmen, duygularınızı
açıkça ifade etmek için zaman ayırın. Yüz yüze iletişim her zaman daha derindir.
2. Sosyal Medya Kullanımını Sınırlayın: Sosyal medyada neyi paylaşacağınız ve ne kadar
zaman harcayacağınız konusunda sınırlar koymak, ilişkinizin daha sağlıklı olmasına
yardımcı olur.
3. Gerçek Bağlantılar Kurun: Sürekli yeni insanlarla tanışmak yerine, gerçekten tanımak
istediğiniz kişilere odaklanın. Bu, daha derin bir bağ kurmanıza yardımcı olur.
Dijital çağda romantizm, bir yandan kolaylıklar sunarken, diğer yandan yeni zorluklar yaratıyor.
Ancak değişen teknolojilere rağmen, insanın temel arzusu aynı kalıyor: Anlamlı bir bağlantı kurmak
ve sevilmek. Dijital dünyanın sunduğu hız ve kolaylıkların ötesine geçip, kendi ihtiyaçlarımızı
anlamayı öğrendiğimizde, daha sağlam ilişkiler kurmamız mümkün. Aşkın kodlarını yeniden
yazarken, kendimizi unutmamak en önemlisi.
İletişim ve Randevu Bilgileri:
İletişim Numarası: 0530 500 1850
1. 2. 3. 4. 5. Kaynakça
Turkle, S. (2011). Alone Together: Why We Expect More from Technology and Less from
Each Other. Basic Books.
Fox, J., & Rooney, M. C. (2015). The role of social comparison in the relationship between
Facebook use and subjective well-being. Cyberpsychology, Behavior, and Social
Networking, 18(4), 207-213.
Baumeister, R. F., & Leary, M. R. (1995). The need to belong: Desire for interpersonal
attachments as a fundamental human motivation. Psychological Bulletin, 117(3), 497-529.
Przybylski, A. K., & Weinstein, N. (2013). Can you connect with me now? How the
presence of mobile communication technology influences face-to-face conversation quality.
Journal of Social and Personal Relationships, 30(1), 3-17.
Sherry, J. L., & Lucas, K. (2006). Video game uses and gratifications as predictors of user
satisfaction. Human Communication Research, 32(4), 409-428.