“Arkamda bıraktığım köprüleri yıkarım ki, ilerlemekten başka çarem kalmasın.”

                                                                                                                       Fridtjof Nansen

Kendini sabote etme, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, hedeflerimize ulaşmamızı engelleyen düşünce ve davranış kalıplarıdır. Peki, neden böyle yapıyoruz? İşte bazı içsel engeller ve onlarla başa çıkma yollarını. İşte bazı teorik bakış açıları ve örneklerle açıklamak isterim;

1. Psikodinamik Yaklaşım: Psikodinamik teoriye göre, kendini sabote etme bilinçdışı çatışmaların bir yansıması olabilir. İçsel çatışmalar, bastırılmış duygular veya geçmiş travmalar, kişinin kendi başarısını engellemesine yol açabilir.

Örnek: Bir kişi, başkalarına karşı hoşgörülü ve bağışlayıcı bir tutum sergilerken, kendisine karşı acımasız ve eleştirel olabilir. Bu içsel çatışma, kişinin kendi iç dünyasında tutarsızlık yaratır. İş hayatında başkalarının işlerine yardımcı olup onların işlerini bitirmelerine yardım ederken kendi işlerini teslim etme konusunda geciktirme yaşatmak ve bunu düzenli bir şekilde yapmak olabilir.

2. Kognitif Yaklaşım: Kognitif teori, düşünce kalıplarının davranışları etkilediğini vurgular. Kendini sabote eden kişiler genellikle olumsuz düşüncelere sahiptir. Bu teoriye göre, bu düşünce kalıplarını değiştirmek, kendini sabote etmeyi azaltabilir.

Örnek: bir kişi işe alım konusunda kabul edilmeyeceğini, yetersiz bulunabileceği     düşüncesiyle iş görüşmesine giderken geç kalabilir, bir öğrenci kendisi için önemli olan bir sunumu hazırlayacağı bir akşam uyuyakalabilir.

3. Benlik Saygısı Teorisi: Kendini sabote etme, düşük benlik saygısı ile ilişkilidir. Benlik saygısı düşük olan kişiler, başarıya ulaşmaktan kaçınabilirler. Bu teoriye göre, benlik saygısını artırmak, kendini sabote etmeyi önleyebilir.

Örnek: Bir kişi kilo vermek istiyorsa ve bu hedefe ulaşmak için sağlıklı beslenme ve           düzenli egzersiz yapması gerekiyorsa, kendini sabote edici bazı davranışlarda bulunabilir:

• Öz-İnandırma Eksikliği: Kişi, “Zaten başaramam” veya “Bu diyeti uygulayamam ve sürdüremem” gibi olumsuz düşüncelere kapılırsa, yememek yerine daha çok yiyerek kendini sabote edebilir. 

• Öz-İzleme İhmal: Kilo verme sürecinde beslenme günlüğü tutmak veya ilerlemeyi takip etmek önemlidir. Kişi bu günlüğü tutmayı unutur veya ertelerse kendini sabote edebilir.

• Duygusal Yeme: Stres, üzüntü veya sıkıntı anlarında yeme alışkanlığı, kilo verme hedeflerini engelleyebilir. Kendini sabote etmek, bu duygusal yeme alışkanlığını sürdürmek anlamına gelebilir. (Başka bir yazıda bu konuyu daha geniş ele alacağım).

• Kendini Cezalandırma: Başarısızlık sonrası kendini cezalandırmak, kilo verme sürecini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, “Bugün diyeti bozdum, o zaman yarın da bozarım” düşüncesiyle bir tane tatlı yediğinde durabilecekken bütün bir tatlı kutusunu yiyerek kendini sabote edebilir.

4. Sosyal ve Kültürel Yaklaşımlar: Sosyal ve kültürel faktörler, kendini sabote etme davranışını etkiler. Örneğin, aile veya toplumun beklentileri, kişinin kendi hedeflerini engelleyebilir.

Örnek: Bir genç ailesi üniversite parasını ödediği için bilinçdışında bir suçluluk duyuyorsa sınavlarda başarısız olarak kendini sabote edebilir.

Kendimizi Sabote Etmemizdeki Nedenler Neler?

1. Bilinçdışı Süreçler: Psikodinamik teoriye göre, bilinçdışı süreçler bireyin davranışlarını etkiler. Kendini sabote etme, bilinçdışındaki çatışmaların bir yansıması olabilir. Örneğin, içsel çatışmalar, bastırılmış duygular veya geçmiş travmalar, kişinin kendi başarısını engellemesine yol açabilir.

2. Öz-İmaj ve Benlik Saygısı: Kendini sabote eden kişiler genellikle düşük öz-İmaj ve benlik saygısına sahiptir. Bu, bilinçdışında “Ben başarılı olamam” veya “Ben değerli değilim” gibi inançların yerleşmesine neden olabilir. Bu inançlar, kişinin kendi başarısını engellemesine yol açar.

3. Savunma Mekanizmaları: Psikodinamik teori, kaçınma mekanizmalarının (örneğin inkar, projeksiyon, bölünme) bilinçdışında çalıştığını söyler. Kendini sabote etme, bu mekanizmaların bir sonucu olabilir. Örnek: Bir kişi yıllarca çalışsa bile babasının aldığı evden arabanın daha iyisini almayı reddetme, kendini sürekli iflasa sürükleme olabilir.

4. İçsel Çatışmalar: Kendini sabote etme, içsel çatışmaların bir ifadesi olabilir. Bu çatışmalar, bilinçaltında farklı istekler, hedefler veya değerler arasında oluşur. Örneğin, bir kişi hem başarılı olmak istiyor hem de başarısızlık korkusu yaşıyorsa, bu içsel çatışma kendini sabote etmeye yol açabilir.

5. Geçmiş Deneyimler: Psikodinamik açıdan, geçmiş deneyimler kişinin davranışlarını şekillendirir. Ebeveyn ilişkileri, çocukluk travmaları veya olumsuz deneyimler, kişinin kendini sabote etme eğilimini artırabilir. Örnek: çocukluğunda matematik problemi çözerken bir ebeveyni tarafından beceriksiz olarak bulunan bir çocuğun ileride kendini başarılı olabileceği tüm matematiksel problemlerden kaçınması

6. Mükemmeliyetçilik: Her şeyin mükemmel olması gerektiği yanılgısına kapılırız. Oysaki mükemmel olmak, insan doğasına aykırıdır. Örnek: kitap yazabilecek birinin kitabının mükemmel olmasını arzu ettiği için bir türlü kitabını yazamaması veya bitirememesi. 

7. İçsel Eleştiri: Kendimize acımasızca eleştiri yaparız. Bu, motivasyonumuzu düşürür. Kendimize daha nazik davranmalı ve hatalarımızı bir öğrenme fırsatı olarak görmeliyiz. Örnek: sosyal bir ortamda kendisine yöneltilen basit bir soruyu o sırada kaygı duyduğu için cevap verememiş olan birinin kendisine ‘’beceriksiz, aptal, bir cevap bile veremedin’’ gibi cümlelerle kendisine acımasızca yaklaşımı sonucunda insanlarla görüşmeyerek kendisini sabote edebilir.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım şeylerin bütününe bakacak olursak, insan her zaman ilerlemeye yönelik bir canlıdır. Çünkü hayat doğuma değil ölüme doğrudur. İnsanın ilerleyebileceği durumlar illa adım atmalıdır anlamında değildir. Her zaman ilerlememiz gerektiği anlamında da değildir. Ama bazı konu veya olaylarda sürekli geriye gitmeye yönelik eylemlerde bulunuyorsanız mutlaka terapi anlamında bir danışmanlık alması gerektiğini düşünmekteyim. Herkes bu hayatta bir ölçüde sabote eder ancak önemli olan bizi sabote eden kör noktaları görebilmektir.

  Klinik Psikolog Pelin HAZER

İletişim ve Randevu Bilgileri:

Instagram

https://pelinhazer.com/

Kusursuz Maskenin Ardındaki Gerçek: Narsizm Kusursuz Maskenin Ardındaki Gerçek: Narsizm

+90 212 247 49 47 

+90 530 247 01 99

Editör: Nihat Uludağ