Gürültü kirliliği öldürüyor
Avrupa’da yapılan araştırmalarda gürültü kirliliğinin diğer kirlilik çeşitleri içerisinde en ön sırada yer aldığı görülüyor. Kirlilik çeşitleri arasında en yaygın olanın ve insanları en çok etkileyenin ise gürültü kirliliği olduğu ileri sürülüyor. Bunun ise çözümü en güç sorun olduğu belirtiliyor. Türkiye’deki uygulamalara baktığımızda sanki böyle bir sorun yokmuş gibi davranılıyor, insan yaşamının dikkate bile alınmadığı açık bir şekilde anlaşılıyor.
Ezan, korna ve ambulans sesleri hasta ediyor
Özellikle büyük Metropollerde yetkililerin hiç dikkate almadıkları gürültü kirliliğinin insanlarımızı sinsice ve zamana yayarak hasta ettiği öne sürülüyor. Normal şartlarda, çevremizde duyabildiğimiz sesin otuz ila altmış desibel aralığından fazla olmaması gerektiği belirtilirken uzmanlardan bu sınırın yüzün üzerinde olduğu uyarıları geliyor.
Sağlık uzmanları, yüksek ses desibelin insanlar üzerinde fizyolojik ve psikolojik etkilerinin çok yüksek olduğunu ileri sürüyorlar. Bunlar arasında yüksek tansiyon, kalp sorunları, metabolizma ve solunum sistemi bozuklukları, prematüre doğumlar ve bebek ölümleri, uyku bozukluğu, stres gibi çok sayıda sağlık sorunları ve davranış bozuklukları, saldırgan davranışlar, genel hoşnutsuzluk, sıkıntı duygusu, ani öfkelenme bulunuyor.
Korna denetimi diye bir şey yok
Trafik denetmenlerinin havalı korna gibi yüksek desibelli sesleri denetlemediği açıkça görülüyor. Özel otomobillerin dışında belediyelere ait halk otobüslerinde bu tür kornaların ısrarla kullanılmasının önüne geçilemiyor. Şehir içerisinde hafriyat kamyonları ya da tur otobüslerinin de benzer kornaların kullanması yetmezmiş gibi dolmuş minibüslerinde de bu tür kornaların yaygınlaşmasına bir yaptırımın gelmediği anlaşılıyor.
Hamile kadın çocuğunu düşürebilir
Toplum tarafından ana yollarda belki anlaşılır olabileceği belirtilen ambulans sirenlerinin yüksek desibelli sesleri, şehir içerisinde ya da ara sokaklarda insanları son derece rahatsız ettiği kabul görüyor. Vatandaş, “Ambülans şoförleri, belki bir yaşam kurtarmak istiyor olabilirler ancak binlerce insanı da hasta ettiğini artık fark etmeliler. Şehir içerisinde daha düşük desibelli siren kullanmaları gerekir. Yoksa sokakta yanından geçtiği bir kalp hastasının kriz geçirmesine, yüksek tansiyon hastasının fenalaşmasına ya da hamile bir kadının çocuğunu düşürebileceğini bilmeliler” diyor.
Yetkililerin bu kadar önemli bir konuda duyarsız kalması vatandaşın fazlasıyla tepkisini çekiyor.