İstanbul Kara Surları ve Fetih
Bir zamanlar İstanbul, Lygos adını taşırdı, her ne kadar ilk kurulduğu yeri bilmesek de. Sonra milattan önce 7. Yüzyılda Byzantion adını aldı. Bugünkü Topkapı Sarayı’nın oturduğu bölge ile yakın çevresi bu adı yaklaşık 1000 yıl benimsedi. Tâ ki Roma İmparatoru Severus’a kadar. Milattan sonra 2. Yüzyılda kenti imar ederken aynı zamanda genişletti. Bugünkü Çemberlitaş’a kadar sur hattını geliştirdi ve oğlunun adını verdi bu parlak kente: Antonina. Lâkin tutmadı halk arasında bu ad. Sonra, Büyük Konstantinos çıkıp geldi bir gün ve kenti yeni başkenti yaptı Roma’nın. Yine büyüdü, Samatya’dan Yavuz Selim yakınlarına kadar genişledi sur hattı. Yaklaşık 100 yıl sonra çoğalan nüfusu güvenlik altına almak için İmparator Theodosius bugünkü surları yaptırdı Yedikule-Edirnekapı hattında. Ve bu surlar 1000 yıl karşı koydu çok sayıda kuşatmaya. 1204-61 arasındaki Haçlı işgali dışında düşmedi surlar. Tâ ki 1453 yılına kadar.
Amacım surları anlatmak değil aslında. Elimizdeki bu tarif edilemez önemdeki Ortaçağ surlarını korumanın önemine değinmek maksat. Yedikule’den Ayvansaray’a kadar, yaklaşık 7,5 km devam eden kara surlarında 5. Yüzyıldan, Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar çeşitli eklemeler ve onarımlar var. En önemlisi ise, yapıldığı 5. Yüzyıldan itibaren Osmanlı döneminin içlerine kadar kadar askeri törenler ve karşılamalar için kullanılan iki kapı da bugün ayakta. En önemlisi kuşkusuz bugün Yedikule’deki Altın Kapı: Porta Aurea. Zamanında çeşitli heykeller ve kabartmalarla süslü bu kapıdan girilince, iç tarafta bir tören alanı bulunmaktaydı. Diğer tören kapısı ise, Edirnekapısı. Öbür adıyla, Porta Harisius. Kapı, Edirne yolu üzerinde olduğundan bu adı almış. Nice seferler için çıkış noktası olmuş ve yine nice zaferler sonrasında karşılama noktası. Muzaffer ordu, daima ihtişamla girerdi bu kapıdan, önde İmparator olmak üzere.
İç ve dış sur güzergâhını oluşturan bu muhteşem savunma sisteminde derin kazılmış hendek, düşmanı yavaşlatmayı amaç edinmek içindi. Yüzyıllar içinde çoğunlukla dolgu yapılan bu hendekler şimdilik toprak altında. İstanbul’un fethi esnasında yapılan kuşatmanın belki de anıları hâlâ Edirnekapı-Ayvansaray arasında bekliyordur? Kim bilir?
Otakçılar Adı
Adının, fetih sırasında Osmanlı ordusunun çadırlarının kurulduğu yer olması anısını taşıyan ve bugün Eyüpsultan ilçesi sınırlarında kalan Otakçılar (Aslı, Otağcılar) semti ile surların ilişkilendirilmesi, surları gören bir noktaya günün anısına bir çadır kurulması surlar için pitoresk bir anlam taşıyabilir.
Roma ve Osmanlı döneminin izlerini üzerinde taşıyan kara surlarının korunması tüm İstanbul ve İstanbullular için önem taşımakta. Anısal, tarihsel, kentsel değerinin turizmin odak noktası olarak taçlandırılması önemli. İstanbul adına ayrıcalıklı bir sahiplik. Unesco Dünya Kültür Mirası içinde kalan kara surlarının korunması, sürekliliği için depreme ve diğer afetlere karşı güçlendirilmesi önemli bir görev.